bizi bu çoktan seçmeler mahvetti. insanoğluna şekil gözüken her şey aslında
sinsiden sokkasını batırıyor da kimsenin gözü görmüyor. hepimiz, her zaman hayatımızda biraz daha seçenek olsun istedik, bir b planımız olsun, alternatifimiz
olsun. kabine girerken iki parça aldık şu olmazsa bu olur diye, üniversiteye
girerken tercih düzdük o gelmezse bu gelir diye. ama hiç haksız da bulmadık kendimizi. insanoğlu talep eder ve taleplerinin ardında rasyonel sebepler
barındırdı. karpuz bile seçmece değil mi sonuçta.
ama sonunda ne oldu? iki şık arasında kalmaktan nevrimiz döndü. bazen ikiye bile indirebilsek iyiydi, gerçi o zaman da içinden çıkamazdık. seçemedik, karar veremedik; versek bile bir gözümüz hep ardımıza bakar oldu.''lan acaba doğru mu yaptım, öbürü olsa daha mı iyi olurdu?'' sorusu paçamızı hep o yandan bu yana çekiştirmişir. çoktan mı seçtik boktan mı seçtik bilemedik, neyse ki üç yanlış bir doğruyu götürmüyor.
işte bu tarz sorulara cevap bulamayınca da ''hayırlısı'' diye bir icat çıkardık kendimize. ki oh ne ala. sen seç seç sonra sorumluluğu ''hayır'' denen soyutluğun dibinde ve tamamen bir savunma mekanizması ürünü olan bir kavrama yükle. çeldiriciye düş yüzüstü, sonra vay efendim hayırlısı böyleymiş.
işin garibi, kendini bu kadar her şeyin efendisi gören bir varlığın en basitinden kendi yaptığı şeyin sorumluluğunu alamıyor olması. siz her ''hayırlısı'' dediğinizde kocaoğlan yukarıdan efkara düşüp bir sigara daha yakıyor haberiniz olsun. haydi iyi seçmeceler.
ama sonunda ne oldu? iki şık arasında kalmaktan nevrimiz döndü. bazen ikiye bile indirebilsek iyiydi, gerçi o zaman da içinden çıkamazdık. seçemedik, karar veremedik; versek bile bir gözümüz hep ardımıza bakar oldu.''lan acaba doğru mu yaptım, öbürü olsa daha mı iyi olurdu?'' sorusu paçamızı hep o yandan bu yana çekiştirmişir. çoktan mı seçtik boktan mı seçtik bilemedik, neyse ki üç yanlış bir doğruyu götürmüyor.
işte bu tarz sorulara cevap bulamayınca da ''hayırlısı'' diye bir icat çıkardık kendimize. ki oh ne ala. sen seç seç sonra sorumluluğu ''hayır'' denen soyutluğun dibinde ve tamamen bir savunma mekanizması ürünü olan bir kavrama yükle. çeldiriciye düş yüzüstü, sonra vay efendim hayırlısı böyleymiş.
işin garibi, kendini bu kadar her şeyin efendisi gören bir varlığın en basitinden kendi yaptığı şeyin sorumluluğunu alamıyor olması. siz her ''hayırlısı'' dediğinizde kocaoğlan yukarıdan efkara düşüp bir sigara daha yakıyor haberiniz olsun. haydi iyi seçmeceler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder