şimdi hayatımda bir kadın var, belli karşılıklı bir şeyler hissediyoruz. ama samimiyetimiz yok, arkadaş ortamından tanıdığım az samimi arkadaş kıvamında. hani fazla muhabbetimiz yok ya, bir yerden girip konuşacağım kızla. maksat bir yol kat edelim. kafamda dönen onlarca diyalog başlatıcı cümle varken gittim; giyindiği tişörtün üzerine basılmış, benim de çok sevdiğim ve üzerinde karakterlerinin bulunduğu bir film hakkında konuşmaya, fikirlerini sormaya başladım.
ilk başlarda birden neden böyle konuşmaya başladığımı, konunun bu bilmediği noktaya nasıl geldiğini merak etti. e eder tabi, tişört falan demeden "sanırım x filmin seviyorsun dedim" yüzündeki şapşallıktan, dediğimden bir bok anlamadığını anlamıştım.
konuyu daha derleyip genişletince tişörtten yola çıktığımı belirttim, ama hatun tişörtü sadece görüntüsü için aldığını, sembolleri sevdiğini, oradaki figürlerin ne olduğunu ve hangi filme ait olduğunu bilmediğini söyledi. ben söyleyene kadar bir filme ait olduğundan bile haberi yoktu.
o anda kendimi karşıdakinin hissetmesi gerekenden daha çok büyük bir derecede geri zekalı gibi hissedip, dudaklarımı sıkıp, başımı yukarı aşşağı salladım... yapacağım hiç bir ekstra konuşma girişimi bu dibe çöken travmayı uyandıramayacaktı. ben de pes ettim, salakça bir sebep uydurup pılımı pırtımı toplayıp kalıp uzaklaştım, bir daha da konuşmaya çabalayacağımı hiç sanamıyorum.
geçen onu tekrar gördüm; üzerine pink floyd tişörtüyle eşcinseliği savunuyordu...
yaşım ve nereli olduğum sizi ilgilendirmez, bilme arzunuzun dozajı da beni ırgalamaz. çıkarcı insanlardan hiç haz etmem. kadın nüfusunun %88 ine uyuz olur ama %100 ünü de israf etmem. inançlı biri değilim bu yüzden bana yaradanla gelmeyin. twitter için; twitter.com/ucaydayedicm
18 Şubat 2013 Pazartesi
5 Şubat 2013 Salı
bir çoğu hatırlar. msn denen oturum açılan sosyal ortamda insanlar konuşur. birbirine yazardı. her anlamda... bence; öyle sıcak bir ortamdı ki aile gibi. kardeşim dediğin insanlarla toplu konuşur makara yapardın, hoşlandığın kişiyle oyun oynar, saatlerce saçmalardın, hem mic eklentisi vardı hem de kamera... o zamanlar skype manyağı değildin. onbin mesaj kampanyaları yeni başlıyordu. bbm ve iphone yalandı. kimisi oturum açıp anlık ileti bölümüne "yazma" yazardı. havalı olucak ya. yazmanı istemiyor ama msn ye giriyor geri zekalı. gerçi hala var o arkadaşlardan bbm kullanıp iletisine; "yazmaaa" konulu bilgiler giren o salak tipli insanlar. aslına bakarsan o kişileri bile özlüyorum tabi msn ortamında. diyorum ya orası farklıydı. arada açıp bakıyorum belki birinin oturumu açıktır diye. sonuç hep aynı, oradaki herkes küçük beyaz kutulardan ibaret. uygun yeşilinden yazma diyen turuncusuna kadar özlem içerisindeyim. kime sorsam "asdasfd msn mi? oha onu kullanan kaldı mı yağğ" geyiğini yapıyor ya, hah sikeyim o geyiği. keşke sen de orada benim gibi zaman geçirseydin de benle paylaşacak anıların olsaydı. saçma duygusal cümlelere anlamlar yükleyip onları anlık ileti olarak kaydetseydikte beğendiğimiz insana gönderme yapsaydık. o üstüne alınmazdı ama sen bir nevi rahatlardın be. şimdi anca git ask.fm de video paylaş.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)